5 Şubat 2009 Perşembe

Mimlendik...

Arzu Çur beni mimledi...

Dediki koş git elindeki kitabın 161. sayfasını aç...
Açtın mı hah şimdi 5. satıra bak oradaki cümleyi al, yok onu beğenmedin mi o zaman o sayfadaki 5. cümleyi al... Yaz buraya...

Bir bildiği vardır dedim ve yaptım...

Kum Koleksiyonu, Italo Calvino...

5. Cümle: "Japonya'da görünmez uzaklıklar, görünür olanlardan daha güçlü".

Kitabın henüz o bölümüne gelmedim ama "sadece Japonya'da mı ?" diyesim geldi...

Biraz sağını solunu okuyunca ortaya çıkıyor, bu cümlenin altında önce bahçesinin kapılarını yılda yalnızca 2 kere halka açan, şehirden kanallarla ayrılmış eski imparatorluk sarayları ve halk arasındaki kopmuşluktan bahsediliyor sonra tıpkı saraya gösterilen saygı ve uzak kalmışlık gibi huysuz yaşlı eski kafalı bir kadın ile ona kültürünün gerektirdiği her tür nezaketi ve saygıyı gösteren genç bir kız arasındaki görünmez mesafe, öyleki sarayın kapıları bile yılda iki kere açılırken ve çevresinde kanallar olsa bile köprüleri varken, bu görünmez mesafe arasında ne kapı ne de köprü bulunuyor...

İşte böyle...

Şimdi ben de elim sende yapıyor Elektra'ya dokunuyorum... :)

4 Şubat 2009 Çarşamba

fotoğrafın dili: gidiyorum...



Gidiyorum,

Fısıltılı adımlar geçirip ayaklarıma,

Henüz iz değmemiş yollara gittiğim rotayı düşüyorum...

Burnumdaki sızıdan anlıyorum katettiğim mesafeyi...

Haritaların hepsi yalancı şimdi.

Neresi çıplaktı, neresi çimen?

Çamurdan sokaklar neredeydi ya da arnavut kaldırımlar?

Tüm şehir beyazken bilmesi zor: eskiden kime göre neresi siyahtı?

Kardan adamlar her yerde aynı kömür gözlü ve dal saçlı...

Soğukla mı gelecekti eşitlik, kızıyorum...

Gidiyorum,

Hazır bir iz bırakma şansım varken ucuz yollu,

Tüm gücüm ile tabanlarıma yükleniyorum...

Fısıltılarıyla aklımı çelen adımlara inat

Susarak fakat yeşillenmiş hayaller kurarak yürüyorum...

Beni beklemeyin, gittiğim yoldan dönmüyorum...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...