14 Haziran 2010 Pazartesi

motorcu kadın olmanın 5 gereği...


Sıra sıra, renk renk, ufak tefek ayakkabılar arasında en kaba olan, askıdaki minik ceketler içinde en iri mont, sırt çantası, rafın üzerinde duran XS kask…

Bir ev için şüpheli bir durum, muhtemelen Dr. Jekyll gibi değişen biri var… Topuklular uzerindeki hali ile motorcu hali arasında kocaman bir fark olan biri… Motosiklet kullanan kadinlarin hepsi benzer aslında, o kocaman korumalı kıyafetlerin içinde ufak bedenler, narin ruhlar ama yere sağlam basan ayaklar. Bu ülkede kadın olmak kolay degil, motosiklet kullanmak da… Ya motosiklet kullanan kadın olmak?

En basit örnek, bir nikaha gidilecek, elbette bilinen secenekler var, ama trafik olan güzergaha otomobille girmek? Alışmış bünyeler böyle seçenekleri sevmez, yollarda saatlerce camekan arkasında klima soluyarak kendini heba etmez, oturur, rüzgarlı seçeneklerin planını kurarlar: Elbise giymeyiveririz, pantolon üzerine şık bir bluz, topuklular topcase’e hooop; salon önünde değişim süreci, şaşkın bakan bir otopark görevlisi, izlemesinin karşılığı kask teslimatı, rüzgardan akmış rimel ve kaskın sildiği allık tazelemesi. Arka fonda park halinde bir motor, önde yürüyen bir hatun ve müzik “nothing’s gonna change my world”… Motorcu kadın olmanın birinci gereği pratik çözümler bulma yeteneğidir…


Bir de bunun tersi durumlar vardır. Rüzgar serttir, saçların bir daha açılmamak üzere düğüm düğüm olur. Kaskın tependeki saçları tüm görsel beğenilere ters düşecek biçimde yapıştırmayı başarır, gözlerin akar, burnun kızarır. Gittiğin ortamın en sümüklü, en üşümüş, en saçı başı dağılmış kızı olmayı başarırsın ama yine de elinde sallaya sallaya geldiğin kaskla kendini iyi hissedersin…
Motorcu kadın olmanın ikinci gereği en pespaye halinle bile kaskın yanındaysa güzel hissetmektir…

“Vay elinin hamuru ile ha!” demeyin kalbimizi kırıyorsunuz… Elimiz de sadece hamurlu değil, daha çok mürekkepli, hamurlu olanlar da itina ile teşvik edilir… Bu görüşte olanlardan trafikte de mevcut. Mesela aslında hiç kızacağı yokken ve kimse suçlu değilken, birden kaskın içindekinin kadın olduğunu farkediyor, akabinde sinir patlaması. Bakmak, görmek, fark etmek ve sinirlenmek sürecini aheste aheste yaşıyoruz. "Jetonun yavaş çekimde nasıl düştüğünü izliyoruz sayın seyirciler." Sesin de gelmiyor ki camekanli kafesin içinden, sessiz sinema gibi, açılıp kapanan bir ağız, bir şey anlatmaya çalışıyor olmalı “yoksa bu müren balığı mı, bildim di mi?”. Şimdi sıra bende… Motorcu kadın olmanın üçüncü gereği, kadınsın diye köpürenlere gülüp geçmektir…


Çoğu sarı olan araçlara göre erkek dünyasına iğne saplıyorsun, iddialısın, asisin ya da ne kadar korkusuz olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun. O halde onların dünyası olan yollarda almalısın boyunun ölçüsünü: Oyuncak bulmuş gibi davranan, katil olmak ve olmamak arasında pamuk ipliğinde sallanan bu insanların yapabileceklerinin bilmediğimiz sınırları urkutucu. Sadece motosiklet seven insanlarız tıpkı erkekler gibi. Inanın kimse kimseye ne kadar ne olduğunu kanıtlamak için bu makinaları kullanmıyor. Bırakın yollarda bizimle uğraşmayı da sadece rüzgar yaşartsın gözlerimizi…Motorcu kadın olmanın dördüncü gereği rüzgarla yaşaran gözleri rüzgarla kurutmaktır…


“Motosiklet kullanan kadın” kavramı alisilmadik olduğu bizimki gibi ülkelerde kategoriler üstüdür: ya tepki alırsın ya da saygı görürsün, pek ortası yoktur. Motosiklet genel olarak tepki çeken bir araç ama kadin motosiklet kullanicilarinin erkeklere gore daha fazla saygı gördüğü de bir gerçek. Aslina bakilirsa olumlu yanlari olumsuzlardan daha baskin: Bilmem ne hanımken, birden ailenin motorcu ablasi oluverirsiniz. Selamlayanlar, korkutanlardan; helal olsun diyenler deli isi diyenlerden daha fazladır. Motosikletli ilk zamanlarda saçlarımı saklayıp erkek zannedilmenin avantajlı olacağını dusunurdum, sonra fark ettim ki saklamadığımda daha çok saygı görüyorum, yol verenler, gülümseyenler ve en güzeli cama yapışan çocuklar… Bizim ülkemizde sadece kadın olmanin saygı konusunda payina dusen bellidir, motorcu erkekler de trafikte pek nasiplenemez o pastadan, ama oyle saniyorum ki alışılmadık olmanın avantajı ile kadın motorcular cok daha şanslı… Motorcu kadın olmanın beşinci gereği saçları çekinmeden rüzgara teslimden geçer…
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...