10 Aralık 2008 Çarşamba

Umut Et!


Daha çocukken öğrendik yarını, "baban yarın gelecek" dedi annem, peki yarın ne zamandı? "Uyuyup kalkıcaz yarın olacak"tan ibaret kısa vadeli umutlar beslemeyi öğrendik, uyuma ve uyanmalar arasıydı zaman dilimleri. Şimdi dakikalarla yarışırken, "uyuyup kalkıcaz" hesabı eski süksesini çoktan kaybetmiş görünüyor. Kafalar içerisinde binbir sorunla boğuşurken kimi zaman uyuyup uyanmayıveresi geliyor insanların. Ertesi gün gelip kapısına alacaklı gibi dayanacak bir yığın işi, gücü, sorunu, memleketin saç baş yolduran meseleleri, o, bu derken, yarından umudu kesmemek de kolay iş değil tabi... Eskinin ayla güneş arasında sıkışmış umutları çoktan kişilerin bizzat kendilerine bağlı umutlara dönüştü bile. Akla gelen gelmeyen envai çeşit hayat mücadelesi içerisinde, bir tek aynı eski bilindik ışık kaldı hala yolu açan; umut... Basit ve mantık dışı gören çoktur belki, o kadar uzun zaman oldu ki uyuyup kalkmaktan ibaret zaman hesabını geçeli, umut bile ilkelleşti bizim için. Tükenen tüketici toplumunun, tükenen Polyannacı fenomeni... Mantığımızı kullanmayı da öğrendik çünkü dakikaları sayarken. Artık herşeye hakim mantığımız var ve akabinde ihtimal hesaplamalarımız, ihtimal hesaplarının kesin sonuçları, kesin sonuçların doğuracağı kesin gerçekler beklentisi. Kesin sonuçları!... Peki ya bilinmeyen değişkenler; görünen, elle tutulan, hesaplananlar değil de yeni, başka, nefes aldıkça karşımıza çıkması kaçınılmaz yeni ihtimaller? "Uyuyup kalkıcaz" ve yeni bir gün doğacak fikri? Halbuki ihtimaller tüm hesaplara karşı, göremeyeceğimiz kadar saklı, sayamayacağımız kadar çok ve ne zaman çıkıp şaşırtacağını asla bilemeyeceğimiz kadar süprizli. İhtimaller hep düşündüğümüzden, düşünebileceğimizden daha sırlı ve dünya döndükçe tüm umutları beslemeye daima yetecek kadar besili...

Umut etmeyi sürdür, çünkü yaşam hesaplanamaz ihtimaller üzerine...
.
21.04.2008

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...