10 Aralık 2008 Çarşamba

Uzun bir "es"ten sonra yine...


Kendimi her nereye kaldırmışsam bulmam zaman aldı... Unutulmuş bir rafta rastladım, toz tutmuş, açık kahve ve gri tonlara bürünmüştüm, üfleyince dev bir toz bulutu kalktı üstümden: "burada ne çok kalmışım"... Hiç derdim değildi tozlar ya da renkleri, canlarını okumak bir silkelenmeye bakardı. Sonra, yine yıldızlar çakardı eteklerimde, "gözlerimde karanfiller açardı"...
.
Hey heeeyt!, döndüm işte, şöyle bir açılın hele... Yeterli bir ilham verin o tozlu etekliye, geçerli bir sebep ya da... Dağları yıkmaz mı, kuşanıp kılıçları iki tekerliyi dağ bayır koşturmaz mı? Şeytanla geçip maytabını, nanik yapıp kaçmaz mı? En antik efsanelerin en garip yaratıklarını takıp peşine, sokak sokak gezdirmez mi, çekip üstüne kısa bir pantalon bütün zilleri çalmaz mı... Güneşleri doğurtup elleriyle, her güne ayrı ayrı yeni isimler takmaz mı? Haftayı 8 gün, günü 35 saat yapmaz mı? O tozlu rafın gri-kahve tonlarda etekli kızı, durduğu raftan inip dans etmeye başlarsa, uçuşan gri tozlarını peri tozu yapmaz mı? Açılın, işte geldim buradayım... :)
.
24.07.2008

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...